Tıkla Sende Sitene Ekle


   
  HALİS DİN ALLAH'INDIR
  İslamda zorlama yoktur
 

İSLAM'DA ZORLAMA YOKTUR
Cihad Ne Demektir:
Allah yolunda cihad etmek İslam'da yanlış anlaşılan konuların başında gelir. Kendilerine müslüman diyen fakat onun getirdiği "SiLM"i (huzuru) yakalayamamış bazı din adamları hadis denen kitaplar ile bu kavramı da çarpıtmıştır. Bir amaç uğruna mücadele etmek, çabalamak anlamlarına gelen cihad, bu yozlaşmalarla "kutsal savaş (!)" anlamını kazanmıştır. Cihad (Allah yolunda mücadele) Kuran'a göre savaşarak da olabileceği gibi, kalemle de, tebliğle de yapılır.
25:52 Artık inkârcılara boyun eğme, onlara karşı Kur'an ile mücadele et [câhidhüm], en büyük cihad (mücadele).
49:15 Müminler ancak şu kimselerdir ki, Allah'a ve resulüne iman ederler; sonra hiçbir kuşkuya düşmezler ve mallarıyla, canlarıyla Allah yolunda didinirler [cahedu]. İşte bunlardır, özü-sözü birbirine uyanlar.
Kuran'da Savaş Hukuku:
1. Saldırganlık kabul edilemez:
2:190 Sizinle çarpışmaya girenlerle Allah yolunda siz de çarpışın. Ama haksız yere saldırmayın. Çünkü Allah, sınır tanımaz azgınları sevmez.
İnananlar savaşı başlatan taraf değil, kendilerini savunmak için savaşanlardır. Burada "sizile çarpışmaya girenlerle" sözü bugün bazı ülkelerde yaşanan intihar eylemleri gibi sivil kayıplarla sonuçlanacak eylemlerin kabul edilmez olduğunu gösterir.
2. Düşman barışa yanaştığında biz de yanaşmalıyız:
8:61 Eğer barışa eğilim gösterirlerse sen de buna yanaş ve Allah'a tevekkül et. Çünkü O, en iyi işitenin, en iyi bilenin ta kendisidir.
4:90 ...O halde, sizden uzak durur, sizinle savaşmaz, size barış eli uzatırlarsa, artık Allah size, üzerlerine gitmek için bir yol vermemiştir.
3. Saldırıya uğradığımız da kendimizi savunmalıyız:
47:4 İnkar edenlerle karşılaştığınızda tutsakları (rikab örn 2:177) zaptedin / tutun. Nihayet onları bastırıp sindirdiğinizde, antlaşma bağını sıkı bağlayın. Artık bundan sonrası ya bir bağışlama ya bir fidyedir. Nihayet, harp, ağırlıklarını yere bırakır. İşte böyle! Eğer Allah dileseydi, onlardan öc alırdı. Ama kiminizi kiminizle denemek için böyledir. Allah yolunda öldürülenlerin amelleri asla göz ardı edilmeyecektir.
Çoğu çevirmen "fedarbe er-rikab" ibaresini "boyunlarını vurun" diye çevirmiş fakat Kuran'da 2:177 ve 9:60 ayetlerinde de geçen "rikab" bu ayetlerde savaş tutsakları anlamına gelir. 4:34'te de karşılaştığımız Darabe fiilinin engellemek / zaptetmek gibi anlamları vardır, ayetin içeriğine bakıldığına bunun daha uygun düştüğünü görebiliriz (savaştan sonra bu tutsaklar ya bağışlanıp ya da fidye karşlığında salınacak.)
DİĞER AYETLER
Sure 9 Ayet 5
9:5 O haram aylar çıktığında artık müşrikleri, kendilerini bulduğunuz yerde öldürün. Yakalayın onları, kuşatın onları, tüm geçit noktalarını tıkayın onların. Bunun ardından tövbe eder, namazı gereğince kılar, zekâtı verirlerse, yollarını açın onların. Kesin olan şu ki, Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.
İslam düşmanlarının çokça alıntıladığı, önceki ve sonraki ayetleri hesaba katmadığı en popüler ayet. Ayet, Müslümanlar için savaşmanın yasak olduğu 4 ay biter bitmez antlaşmayı ihlal eden kavim karşı 9:4 ayetindeki kafirler gibi antlaşmaya bağlılığı sürdürüp arınma / iyileşme gösterene kadar savaşmayı emrediyor.
Bir sonraki ayet bugün savaşlarda görünmeyecek kadar örnek bir davranışı emrediyor:
9:6 Eğer müşriklerden biri senden güvence / korunma dilerse ona Allah kelamını dinleyene kadar güvence / koruma ver. Sonra da onu, güvenli gördüğü yere kadar götür. Çünkü bunlar bilmeyen / cahil bir topluluktur.
Sure 9 Ayet 29
9:29 Kendilerine kitap verilenlerden Allah'a ve âhiret gününe inanmayan, Allah'ın ve resulünün yasakladığını haram saymayan ve hak dini din edinmeyenlerle, boyun eğerek kendi elleriyle cizye verecekleri zamana kadar savaşın.
Cizye; "mükafat vermek, karşılık vermek, ödüllendirmek, cezalandırmak" anlamlarına gelen "cezeye" kökünden gelir. Cizye bu kökün isim halidir. Bu cezanın sırf son kitabı kabul etmiyorlar diye Kitap Ehlinden ceza olarak alınan vergi olduğuna dair bir delil Kuran'da mevcut değildir. Ayete bakıldığında Allah'ın yasakladığı bir şeyi (mescidi haram) (burada aylarda harb etme) kabul etmeyen Kitap Ehli ile savaş cezalarını / tazminatlarını verene kadar savaş emredildiğini görürüz.
Sure 8 Ayet 39
2:193 Fitne kalmayıncaya ve din / yasa yalnız Allah'ın oluncaya kadar onlarla çarpışın. Eğer çarpışmaktan vazgeçerlerse artık zulme sapanlardan başkasına düşmanlık edilmez.
8:39 Fitne kalmayıncaya ve din / yasa tümüyle Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaş. Vazgeçerlerse kuşkusuz ki Allah, ne yaptıklarını iyice görecektir.
Fitne zulüm demektir, bir önceki ayete bakıldığında inkarcıların yaptıkları zulmü durdurmaları isteniyor. Zulümden vazgeçerlerse artık bu kişilere düşmanlık edilmemeli.
Sure 8 Ayet 59
8:59 Küfre sapanlar sakın öne geçtiklerini düşünmesinler. Onlar bizi âciz bırakamazlar.
8:60 Onlara karşı, gücünüz yettiğince kuvvet hazırlayın. Ordugâhlarda atlar besleyin. Böylece hem Allah'ın düşmanını hem kendi düşmanınızı hem de bunlardan başkalarını korkutabilirsiniz. Siz onları bilmezsiniz ama Allah hepsini bilir. Allah yolunda harcadığınız herşey size tam olarak ödenir; hiçbir haksızlığa uğratılmazsınız.
8:61 Eğer barışa eğilim gösterirlerse sen de buna yanaş ve Allah'a tevekkül et. Çünkü O, en iyi işitenin, en iyi bilenin ta kendisidir.
8:61 ayeti yine savaş konusunda İslam'ın gerçek duruşunu belgeliyor.
Ayet 5 Sure 33
5:33 Allah ve resulüyle savaşanların ve yeryüzünde bozgunculuk yapmaya çalışanların cezası şudur: Öldürülürler yahut asılırlar yahut elleriyle ayakları çaprazlamasına kesilir yahut bulundukları yerden sürülürler. Bu onlar için dünyada bir rezilliktir. Âhirette de onlara büyük bir azap vardır.
"Öldürülürler, asılırlar / çarmıha gerilirler, elleri ve ayakları / tüö güçleri meydan okumaları nedeniyle (min hilaf) kesilir veya sürülürler" sözü bir emir değil haber kipidir. Allah ve resulüyle savaşanlar yaptıklarının cezasını bu şekillerde alabilecekleri şeklinde bir uyarı. Nitekim bu ayet bir emir olsa bu kişilere yukarıda belirtilen cezalardan hangisini uygulayacağız?
Gerçek Bir Müslüman Nasıl Olmalı:
25:63 Rahman'ın kulları, yeryüzünde sessizce / rahatsız etmeden yürüyen kişilerdir. Cahiller onlara hitap edince, "selam" derler.
16:125 Rabbinin yoluna hikmetle, güzel öğütle davet et ve onlarla, en güzel olan neyse o yolla mücadele et. Şüphe yok ki Rabbin, kendi yolundan sapanları en iyi bilendir. Ve O, gerçeğe kılavuzlananları da en iyi bilendir.
60:8 Allah sizi, din hakkında sizinle savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayan kimselere iyilik etmekten, onlara adaletli davranmaktan men etmez. Allah, adaleti ayakta tutanları sever.
5:28 Beni öldürmek için elini bana uzatırsan, ben seni öldürmek için elimi sana uzatmayacağım. Şu bir gerçek ki ben, âlemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım."
23:96 En güzel olan neyse onunla sav kötülüğü. Onların nasıl nitelendirme yaptıklarını biz daha iyi biliriz.

 
 

Simli Resim
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol