Bismillahirrahmanirrahim

BEYYİNE: 
1 . Bir olayın doğruluğunu ortaya koyabilen yöntem.

 2 . Duruşma sırasında bir düşünceyi gerçekleştirmek için başvurulan belge, kanıt, tutamak, bürhan, hüccet, delil. Beyyine kelimesi Kur'an-ı Hakimde 20 ayrı ayette geçmektedir. Bu ayetleri incelemeye alırken dikkatimi bir şey çekti. Bu 20 ayetin 19 undan Allah beyyine sunarken,
 
 18/15. ayette, Allah'tan başka ilah edinenlerin bu sahte ilahlarının gerçek olduğuna dair beyyine getirmelerini istiyor. Muazzam ki ne muaazam anlayan için.
 2/211 İsrailoğullarına sor; onlara nice beyyine ayetler verdik, Allah'ın nimetini, kendisine geldikten sonra kim değiştirirse, bilsin ki, Allah'ın cezası şüphesiz şiddetlidir.
 6/57 De ki ben Rabb'imden bir beyyine üzerindeyim, siz ise onu yalanladınız, acele istediğiniz azap benim elimde değil, hüküm ancak Allah'ındır, o hakkı anlatır, hem o dava fasledenlerin en hayırlısıdır.
 6/157 Yahut demeyesiniz ki: Eğer bize kitap indirilmiş olsa idi her halde onlardan daha fazla hidayet üzere olurduk, işte size Rabb'inizden beyyine geldi, hidayet de geldi, rahmet de geldi, artık Allah'ın âyetlerini inkâr eden ve onlardan alıkoyan/men edenlerden daha zâlim kim olur? Elbette biz o, âyetlerimizi alıkoyan/men edenleri bu kabahatleri yüzünden azabın en müthişiyle cezâlandıracağız.
 7/73 Semud milletine de kardeşleri Salih'i gönderdik. "Ey milletim! Allah'a kulluk edin, O'ndan başka ilahınız yoktur. Rabb'inizden size bir beyyine geldi: Allah'ın bu dişi devesi size bir delildir, onu bırakın, Allah'ın toprağında otlasın; ona kötülük etmeyin, yoksa can yakıcı azaba uğrarsınız." 
7/85 Medyen halkına da kardeşleri Şuayb'ı gönderdik, onlara şöyle dedi: "Ey milletim! Allah'a kulluk edin, O'ndan başka ilahınız yoktur. Rabb'inizden size bir beyyine geldi. Ölçü ve tartıyı tam yapın, insanların eşyasını eksik vermeyin, ıslahtan sonra yeryüzünde fesat/bozgunculuk yapmayın; inanıyorsanız bilin ki, bunlar sizin için hayırlıdır."
 7/105 Bana düşen, Allaha karşı haktan başka bir şey söylemememdir, hakikat ben size Rabb'inizden bir beyyine ile geldim, artık israiloğullarını benimle beraber gönder.
 8/42 O vakit ki siz vâdînin beri yamacında idiniz, onlarsa öte yamacında, süvarileri de tam sizden aşağıda idiniz, öyle ki onlarla sözleşmiş olsa idiniz mutlaka vaktin tayininde ihtilâf ederdiniz ve lâkin Allah mukadder bir emri yerine getirmek için o yapılmış idi ki hem helâk olan beyyineden helâk olsun, hem de yaşayan beyyineden yaşasın ve çünkü Allah her halde İşiten'dir ve Bilen'dir.
 11/17 Ya onlara benzer mi? artık o kim Rabb'inden bir beyyine üzerinde bulunmuş hem bunu ondan bir şâhid izliyor hem de önünden bir imam ve rahmet olarak Musâ'nın kitabı var, işte bunlar ona iman ederler, hiziblerden/gruplarından her kim de ona küfrederse artık onun varacağı yer ateştir, sakın bunda şüpheye düşme, çünkü bu haktır Rabb'indendir ve lâkin insanların ekserisi imana gelmezler
 11/28 Nuh dedi ki; "Ey soydaşlarım, baksanıza, eğer ben Rabb'imden gelen beyyineye dayanıyorsam, eğer O bana kendi katından bir rahmet verdi ise sizin gözlerinizden saklı tutulmuşsa? Siz bunu istemiyorken biz sizi buna zorlayacak mıyız?"  
 11/53 Dediler ki: "Ey Hud; sen bize bir beyyine ile gelmedin, senin sözünden dolayı ilahlarımızı terk edemeyiz ve sana inanmayız."  
 11/63 "Ey kavmim" dedi: "söyleyin bakayım Eğer ben Rabb'imden bir beyyine üzerinde isem ve bana tarafından bir rahmet bahşetmiş ise, ben Allah'a isyan ettiğim taktirde beni O'ndan kim kurtarabilir? Demek ki: siz bana zarar vermekten başka bir şey yapmayacaksınız."  
 18/15 Şu bizim kavmimiz, Allah'ı bırakıp O'ndan başka ilahlar edindiler. Onların gerçek olduğuna dair beyyine getirmeleri gerekmez mi? Allah'a karşı yalan uyduranlardan daha zalim kimdir?
 20/133 Birde "Rabb'inden bir âyet getirse ya" dediler. Onlara önceki kitaplardaki beyyine gelmedi mi?
 29/35 Biz, ondan bir âyet/delil bırakmışızdır ki, akledecek bir kavim için beyyine olsun.  
 35/40 De ki: gördünüz mü Allahın berîsinden yalvardığınız şeriklerinizi? Gösterin bana onlar yeryüzünün hangi parçasını yaratmışlar? Yoksa onların göklerde bir ortaklığı mı var? Yoksa kendilerine bir kitap vermişiz de ondan bir beyyine üzerinde mi bulunuyorlar? Hayır, o zalimler birbirlerine aldatmadan başka bir vaadde bulunmuyorlar.
 47/14 Şimdi Rabb'inden bir beyyine üzerinde bulunan kimse, hiç o kötü ameli kendine süslü gösterilmiş de hevâ ve hevesleri ardına düşmüş kimselere benzer mi?
 98/1 Ehli kitap ve müşriklerden o küfredenler: kendilerine beyyine gelinceye dek ayrılacak değillerdi.
 98/4 Böyle iken o kitap verilmiş olanlar ancak, kendilerine beyyine geldikten sonra ayrılığa düştüler.