Tıkla Sende Sitene Ekle


   
  HALİS DİN ALLAH'INDIR
  Kur'anda zahir, batın
 

Bismillahirrahmanirrahim

Şüphesiz, bu Kur'an, en doğru yola iletir ve salih amellerde bulunan mü'minlere, onlar için gerçekten büyük bir ecir olduğunu müjde verir. (İsra Suresi, 9)

... İnsanlar için hidayet olan ve doğru yolu ve (hak ile batılı birbirinden) ayıran apaçık belgeleri (kapsayan) Kuran onda indirilmiştir... (Bakara Suresi, 185)

enam1557:78 "Onlardan bir zümre vardir, aslinda Kitap'tan olmayan birseyi siz Kitap'tan sanasiniz diye, dillerini Kitap'la egip bükerler. O, Allah katinda olmadigi halde, "Bu, Allah katindandir." derler. Bilip durduklari halde, Allah hakkinda yalan söylerler."

Rum 32:"Onlardan ki, dinlerini parçalayıp hizipler/fırkalar haline geldiler. Her hizip kendi elindekiyle sevinip övünür"Kur’an Allah’ın kelamı olup, insanlık için gönderilmiş en son kitaptır. Müslümanların ana yasası yol göstericisidir. Bizi yaratan Allah (c.c.)’dan bizi daha iyi bilen olmadığına göre onun koymuş olduğu kurallar bizim için en iyi, en faydalı, mutluluk ve özgürlüğümüzün tek yoludur. Bunun dışındaki her türlü kanun ve hayat tarzı hüsran bunalım acı ve zulümden başka bir şey getirmemiş ve getirmeyecektir.

        Allah (c.c.) Kur’an’ı Kerim’i kıyamete kadar yaşayacak insanlar için hüküm koyucu olarak indirmiştir. Zaten Kur’an’ın mucizelerinden biride her çağa hitap etmesidir.

        Bu nedenle karmaşık ve anlaşılmaz bir dilde gelmemiş bilakis okuyunca herkesin kendi çapında anlayabileceği bir yapıda inmiştir.

         İmam Şâtıbî el-Muvâfakât isimli eserinde şöyle der: rivayetlerde geçen “zahr” yada “zâhir” kelimeleri “tilâvetin zâhiri”; “bâtın” da o ayetten Allah’ın murâdı olarak tefsir edilmiştir. Çünkü Allah Teâlâ: “Bunlara ne oluyor ki hiçbir sözü anlamaya yanaşmıyorlar.” [1] buyurmaktadır. Ayetten murad: “Onlar sözden Allah’ın murâdını anlamıyorlar şeklindedir. Yoksa onların bizzat sözü anlamadıkları kastedilmemektedir. Nasıl olabilir ki? kur’an bizzat kendi dilleri ile inmekteydi.[2]

         Yine devamla şöyle der:

         Zâhirden maksat, Arap dili açısından ondan anlaşılan şeydir; bâtın ise kelam ve hitaptan Allah’ın gözettiği maksadıdır. “Kur’an’ın bir zâhiri birde bâtını vardır” diyen kimsenin maksadı, bu ise doğrudur ve hakkında herhangi bir tartışma da olmaz. Amam bunun dışında başka bir şeyi kastediyorsa, o zaman, sahabe ve onları takip eden selef tarafından bilinmeyen yeni bir şey getiriyor demektir ve bu iddiasını ispat için de mutlaka kesin bir delile ihtiyaç vardır. [3]

         Cenâb-ı Hak (c.c.) şöyle buyuruyor:

وَكَذلِكَ اَنْزَلْنَاهُ ايَاتٍ بَيِّنَاتٍ وَاَنَّ اللّهَ يَهْدى مَنْ يُريدُ

                 “Ve işte onu böyle açık,açık âyetler olarak indirdik. Ve şüphe yok ki, Allah dilediğine hidayet eder.” [4]      

         “Bu, gayet açıkça bildiren kitabın ayetleridir.”[5]      

وَلَقَدْ يَسَّرْنَا الْقُرْانَ لِلذِّكْرِ فَهَلْ مِنْ مُدَّكِرٍ

“And olsun biz Kur’an’ı zikir (öğüt,düşünme ve hatırlatma) için kolay kıldık hiç düşünen yok mudur?”[6]       

          Kur’an’dan bir ilim adamı ilmi sonuçları çıkarabileceği gibi sıradan bir insan da kendi çapında dinin temel muhtevasını anlayabilir.

          Kur’an’ın zahirinin ve birde batınının olduğu fikrinin yaygınlaşması insanları onu herkesin anlayamayacağı düşüncesine itmiştir. Dolayısıyla insanlar (biz kimiz ki düşüncesiyle) Kur’an üzerinde düşünme ve akletme  cesaretini gösterememektedir.

Bu düşüncedeki insanlar kur’an’ın her bir cümlesine peygamberin izah etmediği anlamlar yükleyerek ayetleri katletmişlerdir. Bu tahrifat dinin yanlış anlaşılması ve yaşanmasında telafisi çok zor zararlar vermiştir. Bu anlayış kur’an’ı hayatın dışına iterek onun yerine, kur’an’ın bâtıni tefsiri sayılan bir çok hurafe ve yanlış tevil dolu kitapların geçmesine sebep olmuştur.

Kur’an’ın her çağa ışık tutucu bir yapısı vardır.Örneğin Allah (c.c.) buyuruyor ki :

         فَقَضيهُنَّ سَبْعَ سَموَاتٍ فى يَوْمَيْنِ وَاَوْحى فى كُلِّ سَمَاءٍ اَمْرَهَا وَزَيَّنَّا السَّمَاءَ الدُّنْيَا بِمَصَابِيحَ وَحِفْظًا ذلِكَ تَقْديرُ الْعَزيزِ الْعَليمِ

          “Artık onları yedi gök olmak üzere iki günde tamamladı ve her göğe O'na ait emri  vahyetti. Ve dünya göğünü de kandiller ile süsledik ve muhafaza ettik. İşte o, azîz, alîm olan Allah'ın takdiridir.”[7]     

          اَمَّنْ جَعَلَ اْلاَرْضَ قَرَارًا وَجَعَلَ خِلاَلَهَا اَنْهَارًا وَجَعَلَ لَهَا رَوَاسِىَ وَجَعَلَ بَيْنَ الْبَحْرَيْنِ حَاجِزًا ءَاِلهٌ مَعَ اللّهِ بَلْ اَكْثَرُهُمْ لاَيَعْلَمُونَ

          “Yoksa yeri bir karargâh kılan ve aralarında ırmaklar akıtan ve o yer için sabit dağlar yaratan ve iki deniz arasında bir engel meydana getirilmiş olan mı hayırlıdır?. Allah ile beraber başka tanrı mı vardır?. Hayır.. Onların çokları bilmezler.” [8]     

         Bu ayetlerdeki meseleleri 1400 sene önceki teknoloji ile anlamak bir yere kadar mümkündü. Bu ayetler o dönemin insanı için  tam olarak anlaşılamamıştı. Sadece iman ediyorlar ama mahiyetini bilmiyorlardı.

         Bu ayetlerin manası bu günkü teknoloji ile çok daha ilmi boyutu ile anlaşılmaktadır.Yani Kur’an’ın batın zahir meselesi müteşâbih ayetler haricinde bu şekilde de izah edilebir. (en iyisini Allah bilir) Zaten müteşâbih ayetlerinde yorum yapılmadan olduğu gibi iman edilmesi gerekir.

        Kur’an’ın batını ve zahiri meselesini bazı fikir akımları öyle bir konuma getirmişlerdir ki; onlara göre onun zahiri anlaşılabilir Ancak batınını kendilerince  Allah katından bazı yetkiler verdikleri kimseler anlayabilir. Bu nedenle Kur’an’dan ayetlerin bâtını olarak kabul ettikleri mesnetsiz sonuçlar çıkarmışlardır.

         Bu günkü gelinen noktada çok az insan Kur’an’ın ne dediğini Allah’ın (c.c.) kendilerinden ne istediğini okuyup anlamaya çalışmaktadır. En iyisini Allah (c.c.) bilir.

        اَفَلاَ يَتَدَبَّرُونَ الْقُرْانَ اَمْ عَلى قُلُوبٍ اَقْفَالُهَا

            "Kur’an’ı düşünmeye çalışmazlar mı?. Yoksa kalplerinin üzerinde onların kilitleri mi var?.”[9]

 


 

 

[1] Nisa Suresi 4/78

[2] el-Muvâfakât – Kitap – İmam şâtıbi

[3] el-Muvâfakât – Kitap – İmam şâtıbi

[4] Hac 22/16

[5] Şuara 26/2

[6] Kamer 54/ 17                   

[7] Fussilet 41/12

[8] Neml 27/ 61

 

[9] Muhammed 47/24

 

 

 

 

 

 

 

تِلْكَ ايَاتُ الْكِتَابِ الْمُبينِ

 
 

Simli Resim
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol