Tıkla Sende Sitene Ekle


   
  HALİS DİN ALLAH'INDIR
  Alimin kötüsü olmaz
 
Alimin KÖTÜSÜ olmaz! 

Kötü olan Alim değildir!!!

 Alimlik Türkçe’de üç mertebedir: 
1. Akıllı / BİLGİN >>> Gerçek alim. 
2. Makul / BİLGE (Arif) 
3. Ukala / Akılsız BİLGİÇ(lik taslayan) 

 Fatır 28: KULLARI İÇİNDE ALLAH'TAN ANCAK (GEREĞİNCE) ALİMLER KORKAR. 

Kötü alim=Bilgiçlik taslayanlar (İslam tarihi bunlarla doludur). Aslında kendileri kocaman bir taştır. Çağlarında, yani kendi dönemlerinde onlar hep TAŞ yerinde ağırdır diye kalakalmışlardır. "Gördün mü salattan men edeni?" İşte bir TIKAMA şekli... Allah'ın emri olan ve İbrahim atamızın belirlediği salatını MAUN ettiler! 
İçine dialarını (Ayet olmayan her sözü) eklediler. Namaz değil, bize bir tören sundular.  Ama o namaz namaz değil. Orucun ise ERKENDEN bozulmuş bir “açlık grevi”... Allah onu açlık sayıyor, ibadet saymıyor. Zekât bir komedi, Hacc ise turistik bir gezi... 
Maun 4-7: Vay haline o namaz kılanların ki, namazlarından gaflet içindedir onlar! Riyaya sapan/gösteriş yapanlardır onlar. Ve onlar, zekâta/iyiliğe de engel olurlar. 
Kelime-i Şehadet/tevhid ise "Çok tanrılı bir dinin" ta kendisi... Önce ŞEYHİN'e teslim oluyor ve onu tanrı ediniyoruz. Sonra Resullullah'a göstermelik selatüsselamlar tören ve ayinleri... 
    En geride de ALLAH var, arada bir aklımıza gelen! 
Şeyhten sıra gelmiyor ki, Allah'ı analım. İmamlar maaş bordromuzdan tıkır tıkır VERGİMİZİ kestirtip, kendilerine maaş çıkartan soyguncular. Nasıl olur da ben size namazı PARAYLA veya aynı anlamda MESLEK olarak kıldırabilirim? 
  İmamlık profesyonel meslek olur mu? Ya da İslami papazlık/ruhbanlık... İslamiyette İmam (Ruhban) ve Misyoner (Şeyh) yoktur! Bu ikisi külliyen HARAM'dır. Haram zıkkım olsun! “Akıl” Yukarı Akıllı insanın en büyük özelliği şudur: Allah'ı bilme borcu olan BİLİMİ yine Allah'ın misalleri kitabına dayanarak alıp-üretip-verendir. 
   Akıllı insan bilmediğinin peşine düşmez. Bilmediğini deşifre ettikten SONRA yani bilmediğini BİLDİKTEN sonra kendini ortaya koyar  Akıllı insan, tüm "Ya Eyyühelleziyne amenü..." ile başlayan ve "Salih ameller diye sayılan ve takva elbisesi giyen insan olmakla başlar. “Rabbi zıdni ilmi” diyerek Akıllı insan olmaya niyetlenir. Akıllı insan merhamet (Allah'tan alınan rahmet) ile donanır (takva elbisesi) ve buna bir de BİLİM denen "Allah'ı bulma/bilme borcunu" ekler. Akıllı insanın yanılması son derece zordur. Akıllı insan çok bildiğinden AZ yanılır (Atasözünün tersi). Önemli olan da az yanılmak değil midir?
 Akıllı insan aklını KUL gibi değil; "Allah'ımızın, yaratanımızın muradı nedir diye sorgulayan insandır.
 Allah'ın "AKLINDAN" ne geçiyor?
 İşte bu HANS'ın bakış açısıdır!
 Çünkü aklı yaratan kuşkusuz en AKILLI olan ALLAH'ımız'dır. O en ALİM'dir, bizler de o PAYDA'nın minik paydalarıyız.
 Akıllı insan, öncelikle ve özellikle, HANİF olandır. 
Çünkü aklımız diyor ki: "Allah'ın huzurundaki en güzel ve tek din olan HANİFLİĞİ" seçiniz! Bunu seçen akıllıdır. Diğerleri de kanallara taş tıkayan ukalalardır.
 Akıllı sanırlar kendilerini. Herkes gidip kendi aklını alırmış ya!
 Yani akıl pazarlansaymış, herkes yine kendi aklını alırmış. Aklın en büyük afeti kendini beğenmesi (kibir) ve aklın en güzel nimeti "Melami/mütevazı olmak"tır. O zaman akıl kendini beğenmez. O zaman akıl "Daha akıllı nasıl olabilirim?" diye sorar durur (araştırır). Aklın kaynağı ÇİFTTİR: 1. Mütefekkir olarak BEYİN 2. Sanatçı olarak KALP (Gönül) Aklın kaynağı İKİDİR, bu ikisi birden akıldır. Yoğun düşündüğünüzde, BEYNİNİZE yük bindiğini hissedersiniz. Ama bir YANIT bulduğunuzda, hemen beyninizdeki yoğunluk, ta kalbe taşınır ve orada HEYECAN olur. Aklın bileşenleri de üçtür: 1. Akıl 2. Zeka 3. Mantık. Bu üçü de ayrı ayrı şeylerdir. Mantık MELEKLERİN akıl yordamlama biçimidir. ZEKA şeytanın "Şu insanları nasıl daha çok günahkar yapar, öcümü alırım" felsefesi gibi KÖTÜ'ye de çalışır. Ama AKIL, Kalu Bela'da verilmiş olan AKLI KÜLL'ün ürünü Aklı Cüz'dür... O ilahidir. Orada şeytan parmağı yok! Mantık da olmadığı için MELEK parmağı da yok. Pekiyi ne var? Orada SALT AKIL VAR! O nedir? Eğer Allah'ımız MELEK (Mantık) ve Şeytan (Zeka) ikilisini yaratmasaydı, SALT ve sadece aklımızla bizler YİNE ALLAH'ı bulurduk. Aklın mantık ve zekaya ihtiyacı yoktur. Çünkü dilerse Rabb’imiz en baştan melek ve şeytan zıt önermelerini yaratmazdı. Ama akıl, akıl olarak kalırdı.
 Akıl evrenin SEVGİ kadar dokusudur (aklı olan sever, sevgide ahmaklık yoktur). Allah aklı VAHYETTİ ama şöyle:
 1. Cansızlara DOĞA YASALARI diye... 
2. Canlıların tümüne İÇGÜDÜ diye...
 3. İnsan'a da bunu bir üst planda AKIL diye verdi... Akıl en büyük nimettir!
 “Cinler” Yukarı Cinlerde de akıl var. Çünkü cinler farklı bir boyuttalar, biz insanların (maddenin) HIZLANDIRILMIŞ biçimidir. Yani evren o hızda titreşseydi cin-insan farketmeyecekti akıllı olacaktık. Ama bir daha anlatmamda yarar var: Akıl eşrefi mahlukat olan insanın; zeka denen akıl türü Cin-Şeytanın ve mantık denen Akıl formu da meleklerin formatlarıdır. Bizlerde üçü de var. Meleklerde zeka yok, mantık var. Cinlerde mantık ve akıl yerine ZEKA var. Cinlerin masumiyeti yoktur. İyi cin vardır, mesela zekasını bu yönde kullanır. Ya da kötü cin vardır: Kasa hırsızıdır! Cinlerle ilgili bir sır var! Ayet diyor ki "İçimizdeki beyinsiz..." (Cin Suresi) İşte bu “beyinsiz” kelimesinde AKIL'ın değil ZEKANIN olduğunu görürsünüz! 
 Cin 4: Doğrusu, bizim beyinsiz, Allah hakkında saçma lakırdı ediyormuş. Cin 4: Ve ennehu kane yekulu sefiyhuna 'alellahi şetatatan. Evet Cin Suresi 4’deki bu kelimeye dikkat "BEYİNSİZ" Sefih >>> ZEKASIYLA katekulliyle kandıran demek! Soyguncu bankerler gibi, kasa hırsızları gibi... Önce uyanamazsın, sonra anlarsın... 
1. De ki: "Cinlerden bir topluluğun dinleyip şunu söyledikleri bana vahyolundu: Gerçekten biz, hayranlık verici bir Kur'an dinledik." 
2. "Doğruya ve hayra kılavuzluyor. Biz de inandık ona. Artık Rabbimize hiç kimseyi asla ortak koşmayacağız." 
3. "Rabbimizin adı/kudreti/işi/gayreti çok yücedir. O, ne bir dişi dost edinmiştir ne de bir çocuk."
 4. "Doğrusu, bizim beyinsiz, Allah hakkında saçma lakırdı ediyormuş." 
5. "Biz sanmıştık ki, ne insanlar ne de cinler Allah hakkında asla yalan söylemezler." Şimdi ayetlerin derinine bir girelim: "Gerçekten biz, hayranlık verici bir Kur'an dinledik". Çünkü Kur'an SADECE AKIL SAHİPLERİNE gelmiştir. Sadece AKIL EDENLERE gelmiştir. Sadece AKIL sahiplerine hitap eder... Akıl ise yalan söylemez (Bilimin doğruları ebedi kalıcı ve dosdoğrudur). "Doğrusu, bizim beyinsiz, Allah hakkında saçma lakırdı ediyormuş"... 
   Ama BEYİNSİZ (Şeytan) akıllı değildi; zekiydi. Akıllı olsaydı Cennet haznedarı melek olarak orada EBEDİ kalırdı. Akıllı olsaydı , Allah kendisine secde et ve de tevbe et diye teklif ettiğinde "Ben tevbe ve secde etmem, illa ki intikam isterim" diyerek en büyük akılsızlığını yaptı! Şeytan AKILSIZ olduğu için ŞEYTAN oldu! Kim diyebilir ki şeytanın aklı var diye? Akılsız SEFİH yaratığın biridir Şeytan! Zekasına güvenir, aklına değil! "Şu insanları nasıl baştan çıkarırım da Cehennem’e sokarım" diye... Ben tersini düşünen AKILLI biriyim: Akıllıyım, çünkü insanları değil Cennet'e onun üstündeki Naim (Sabıkun) Cennet'e adresliyorum. Demek ki bende zeka yok! Bende olan AKIL'dan ibaret! Eğer zekam olsaydı, bugün çok zengin bir tüccar olur ve ekonomi imparatorluğunun bir üyesi olarak hep sömürmeyi düşünürdüm. Zeka ile dünya nimetlerini alırdım kuşkusuz! Fakat AKLIM ile BİLİM'i aldım.
 Zeka ile bilim alınmaz! 
Akıl ile bilim alınır. Zeka ile bilim alınsaydı, Cin-Şeytan'ın bir ilim dehaları ve ileri teknolojileri olurdu. Onların ve maymunların bu AKILLIĞI yok! Akıl sadece bizde! Biz çok akıllı, bundan daha az mantıklı ve bundan da daha az zeki olmalıyız. Yani akıl en büyük nimettir. Zeka ve mantık Kur'an'da teklif edilmez: Örneğin bu kuranı ZEKİ olanlar anlar demez. Ya da Bu Kur'an'ı MANTIKLI olanlar anlar denmez. Bu Kur'an'ı AKILLI olanlar anlar diye kesin hükme bağlanmıştır.
 Mesela Allah'ın tüm insanlara verdiği Kur'an + misallerini "Abidler anlar” demez, "Zahidler anlar" demez! "Zakirler anlar" demez! "Mü'min/Müslimler anlar" demez! "Veliler, şeyhler, arifler anlar” demez! 
   Ya ne der?
 1. Alimlerden başkası anlamaz!
 2. Kulları içinde yalnızca Alimler Allah'tan korkar.
 3. Sadece korkanlar akıllıdır! Anlayana kısa kısa yazdım! (Sonuç Alimler akıllıdır) Şeytan AKILLI değil, ZEKİYDİ. Ve meleklerin ZEKA öğretmeni Cennet haznedarı (Azazil) Şeytan MELEK sanıldığı için yalan söyleyebileceğini ne melekler ne cinler düşünemediler ve şeytan satanizmini böyle sürdürdü. İşte ayetlerin sırrı bu! Zeki olan cin/şeytan, zaten ALLAH'ı bulmuştu ve Cennet'e alınmıştı. O Cennetler’i AKLEDEREK değil, zekayla >>> KURNAZLIKLA elde edilmiş de olabilirdi.
 Akılda masumiyet vardır. Cennet'te de hile-desise yoktur.
  İblis kovuldu ama, bir yolunu bulup "YASAK MEYVE'yi masum, saf Adem’e yerdirmek için, birilerini kandırdı. Yani kurnazlık yaptı. Adem zeki/kurnaz değildi. Öyle olsaydı, o gidip Şeytan'ı kandırırdı. Şeytanın Cennet'e alınmasının nedeni var: Allah biliyordu ki, o mel'un artık ebediyen asla Cennet'e giremeyecekti. Bunun için en başta FIRSAT vermişti. İnsana da orada fırsat verdi. İkisi de bu fırsatları kullanamadılar. İblis "Ben artık Cennet’i istemiyorum" dedi. Allah ise, tersine "Tevbe/secde et, yeniden Cennet’te kal" diye öneriyordu. İblis : "Hayır, ben ebedi Cehennem’i istiyorum. Bir şartla ki, insanların pekçoğunu da ZEKAM ile oraya sürüklemem için bir fırsat ver. Cennet senin olsun, ama ayartmam için bana fırsat ver" dedi Rabb’imize... Bakınız bunların AKIL ile bir ilgisi yok. ZEKA / KURNAZLIK / Pazarlık kokuyor ortalık! Cinlerin imanı mümkün ve bu onların da bir sınavı... Ama cinlerde BİLİM yoktur. Yani İKİNCİ SINIF/ikinci mevkii yaratıklardır cinler... Örneğin bir cin ışık hızıyla gittiğinden "Uçağa binme, uçak imalatı, uçak hizmetleri, uçak yan endüstrileri" gibi sektörleri yoktur. Bunun anlamı şudur: Cinlerde bilim, teknoloji ve dolayısıyla insana özgü uygarlık yoktur. Bu kıt akılla Allah'ı bulmaları bile mucize bence... Ne insana-kaldı ki-ne de cine inanmayın. Yani onlara aldanmamak gerekir. "Kelimei tevhid çekti" diye o cini, ya da insanı aklamayınız. Bunların kıldığı namaz, oruç , hacc vb. sizi kandırmasın! Yani insana ne kadar güvenirsiniz ki, CİNİN Müslümanına ne kadar güvenelim? İnsanın içini-dışını-önünü-ardını-sadrındakini sadece ve sadece AMENNA Allah bilir! Ceza günü bunun için var. Bunun için SERİUL HISAB'dır 
   Onun için resullerinin tamamını topladı ve onlardan MİSAK aldı. Misak peygamberi :
Al i İmran 81: Ve unutma ki Allah, nebilerden mîsaklarını almış, şöyle demişti: "Size Kitap'tan ve hikmetten nasip verdim. Sonra size elinizdekini doğrulayıcı bir resul geldiğinde, ona mutlaka inanacak ve ona muhakkak yardım edeceksiniz. Kabul ettiniz ve ağır yükümü üzerinize aldınız mı?". "Kabul ettik." dediler. "O halde tanık olun, sizinle beraber ben de tanıklardanım." dedi. 
Ali İmran 187: Allah, kendilerine kitap verilenlerden şu yolda mîsak almıştı: "Onu insanlara mutlaka açık-seçik bildireceksiniz, onu saklamayacaksınız." Ama onlar Kitap'ı arka plana attılar, basit bir ücret karşılığı onu sattılar. Ne kötü şey satın alıyorlar! 
 Dikkatle okuyunuz. Tüm nebiler  bir rivayete göre 228 bin nebi ..hepsini topluyor Rabb’imiz... Buna Muhammed as da dahil. Çünkü Resulullah da KİTAP ve HİKMET aldı. Yani efendimiz de o nebiler içinde ... Ama doğrulayıcı bir nebi geldiğinde ona muhakkak inanacak ve ona yardım edeceksiniz! Misak elçisidir. Allah ŞAHİT olun dedi. Kime? Misak elçisine! Ve de Allah da şahit oldu. Allah KENDİ ŞEHADETİ için,  tüm peygamberlere bir peygamber tayin etti. 
  “Mensuh - Nesuh” Yukarı Bakara 106: Biz bir ayeti siler, unutturur veya ertelersek ondan daha iyisini veya onun bir benzerini getiririz. Allah'in her şeye gücü yeter olduğunu bilmedin mi? Tüm kitaplar zamanla bozulmuştur. Tahrif olmuştur, sonraki kitap onu tashih etmiştir. Bu komedi her kitap ve suhuf için (mushafların tamamı için) süregelmiştir. Allah'ımızın orijinal ayetleri bozulmuştur insan tarafından. Ta ki EN SON KİTAP olan Kur'an'a kadar. Artık tashih edilecek yeni bir kitap ve tashihat yapacak elçi gelmeyeceğine göre, Kur'ankıyamete kadar korunmak durumundadır. Ama her zaman olduğu gibi mezheb dayatmalarıyla ve Kur'an'a alternatif kitap olan Şeytan hadisleriyle bu böyle devam edeCEK idi. Yani balık baştan kokmuştu. Allah'ımız nasıl ki 
Yusuf 111  Andolsun ki, onların kıssalarında akıl sahipleri için ibret vardır. Kur’an, uydurulabilecek bir söz değildir. Fakat kendinden öncekileri tasdik eden, her şeyi ayrı ayrı açıklayan ve inanan bir toplum için de bir yol gösterici ve bir rahmettir. HADİSLERİ gizlice haber vermişse, aynı şey bu ayette de geçerli. Bir kere komedi şu: 
Her mezhebde DEĞİŞİK mensuh-nesih var. Sayısal olarak farklı: Hanefilikte 29,
 Şafiilikte 40 küsur gibi...
 Yani canı isteyen alıp, bir ayeti diğeriyle ortadan kaldırabiliyordu.. 
Mesela KEÇİ recm ayetini yiyerek (Hanbeliliğe göre) zina edenlerin taşlanması ayetini NESHETMİŞTİ. 
Bu bir komedidir.
 Kara mizah bu olsa gerek.
Kur'an eksilebiliyor ve/veya mensuh-nesih olarak ÇOĞALTILABİLİYORDU. Tam bir karamizah! Ayette diyor ki; "Allah bir ayetin yerine bir diğerini getirip koymazsa, o ayetin hükmü değişmez". Yani önce ALLAH'ımızın bir ayeti kaldırmak için AYET GETİRMESİ gerekir. Allah diyor ki "BEN HİÇ BİR AYET GETİRMEDİM" Kur'an indirdiğim gibi aynıdır! 
 Allah Resulullah'a, "SEN de ATAN İbrahim gibi HANİF dininden OL!” 
Nahl 123. Daha sonra sana şunu vahyettik: Bir hanîf olarak İbrahim'in milletine uy! O, müşriklerden değildi. 
Maide 3: Bugün kâfirler, dininize karşı ümitsizliğe düşmüşlerdir. Onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün dininizi kemale erdirdim, size nimetimi tamamladım. Size din olarak İslâmı beğendim. 
Ali İmran 102: Ey iman edenler, Allah'tan nasıl korkmak gerekiyorsa öyle korkup gerektiği gibi sakının ve kesinlikle Müslüman olarak can verin!
 
 
 

Simli Resim
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol